Mecidiye Köyü İbrice Mevkiinde açılması planlanan taş ocağına ilişkin ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilmesine karşı çıkan köylülerin yürütmenin durdurulması istemiyle açtıkları davanın keşfi gerçekleşti.
2 Mart 2017 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Edirne İl Müdürlüğünün internet sitesinden ÇED gerekli değildir kararı ile Mecidiye Köyü’ne yeni bir taş ocağının açılma sürecinin başlamasıyla beraber Saros Körfezi Mecidiye Turizm Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneğince 16 Mart 2017 tarihinde açılan dava konusu ile ilgili keşif 13 Temmuz Perşembe günü yapıldı. Keşfe CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan, Keşan Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri, Saros Körfezi Mecidiye Turizm Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneği üyeleri, Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu ve Trakya Platformu Hukuk Kurulu Üyesi, davacı avukatı Bülent Kaçar, Keşif heyeti ve duyarlı vatandaşlar katıldı. Keşif sırasında ilk olarak söz alan davacı vekili avukat Kaçar, taş ocaklarının çevreye verdiği tahribatlardan örnekler verdi. Kaçar, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Taş ocaklarında dinamitin çevreye etkisi çok. Dönemin belediye başkanı müvekkilim Recep Çınar’ın ifadeleri var İbrice Limanının dolgularında çatlaklar oluştuğu yönünde. Burada büyük bir balıkçı barınağı var ayrıca dalış merkezi, birçok açıdan buradaki taş ocaklarının doğaya, ekolojiye ve hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz.” Davalı vekili avukat Tahir Gülanay da ÇED gerekli değildir kararının nihai bir karar olmadığını ifade ederek şunları söyledi: “ilgili kurum ve kanunlar kendi mevzuatları açısından değerlendirip izin verebilirler vermeyebilirler, bizim incelememiz ÇED yönetmeliği çerçevesinde değerlendirme yapılıp, görüş bildirmektir. ÇED yönetmeliğine uygun olduğunu düşünüyoruz ve davanın reddini talep ediyoruz.” Namık Kemal üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Gamze Varol Saraçoğlu da halk sağlığı hakkında bilgi verdi. ÇED raporlarında hep çevresel boyutunun incelendiğinin halk sağlığı boyutu etkilerinin eksik kaldığını vurgulayan Varol Saraçoğlu, “ÇED’e mutlaka dahil olmalı. ÇED gerekli değildir kabul edilir bir şey değildir. Çünkü biz sade bir taş ocağının kirliliğini solumuyoruz. Diğerlerini de soluyoruz. Bu ocak açılınca orasını da soluyacağız. Mutlaka sağlık üzerine etkilerinin kümülatif olarak değerlendirilmesi gerekir. Hem buralı hem burada yaşamını geçirmiş hem de bir bilim insanı olarak buradan çıkan tozumayı engellemek hiç mümkün değil. Yerleşim alanına çok yakın. Bu tozun içerisinde aspet var, silis var toprağın kendi yapısından. Silis özellikle akciğerlere zarar veren bir madde Hem çalışanlar için hem de burada yaşayanlar için. Buranın insan sağlığına verdiği etkileri 10 yıl sonra göreceğiz.”
