Nöbetçi Eczaneler
-
“Bu partide tek aday baskısı yapıldığı takdirde “TEK ADAMLIK” diye eleştirdiklerimizin kötü birer kopyası haline dönüşürüz.”
Cumhuriyet Halk Partisi Uzunköprü İlçe Başkanlığına günler öncesinden adaylığını açıklayan ve doğrultuda çalışmalarını sürdüren Emekli Öğretmen İsmail Mercimek adaylığına dair merak edilenleri açıklamak için gazetemizi tercih etti.
Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü İlker Ayvacı tarafından kendisine yöneltilen soruları samimiyetle ve cesaretle cevaplayan CHP Uzunköprü İlçe Başkan adayı İsmail Mercimek, CHP’de yöneticilik yapanlara “Kralların çıplak olmadıklarını, çile çekmediklerini, bizlerin sayesinde kral olduklarını unuttuklarını yüzlerine söyleyeceğim” şeklinde iddialı açıklamalarda bulundu.
Uzunköprü Gazetesi olarak CHP Uzunköprü ilçe başkan adayı İsmail Mercimek ile yaptığımız kısa söyleşi şu şekilde
-Hocam, aday olduğunuzu duyunca inan şaşırdık. Biliyorsunuz İlçe Başkanlığına aday olabilmenin bir külfeti var, maddiyat konusunda yani…
-İlker Bey, anlıyorum sizi. Soruyu sorarken bile incinebileceğimi düşünerek nezaket ile sormaya çalışıyorsunuz sağ olun. Birinci Büyük Millet Meclisinin gizli toplantısında Mustafa Kemal kürsüye çıkarak “Bazı arkadaşlarımız, yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannediyorlar, tek başıma kalsam da mücadeleye ahdettim” demiştir. Sonrasında neler başardığını hepimiz biliyoruz. “İmkânsızlık sadece aptalların sözlüğünde bulunan bir kelimedir” diyor bir düşünür. Bu iki sözü ardı ardına düşünürsek cevabımı vermiş olurum.
– Geçenlerde, “Her isteyen aday olmalı, ne kadar çok arkadaşımız aday olursa, üye ve delegelerimizin o kadar özgürce değerlendirme imkânları olur” demiştiniz. Oysa Genel Başkanınız “Tek adaylar etrafında birleşme sağlayın” demişti. Bu çelişki değil mi?
-Birlik ve bütünlük ayrıcalıklı kişilerin değil, fedakâr üyelerimizin, delegelerimizin özgür iradeleriyle olur. En zor koşullarda dahi partili olmanın bilinç, görev ve sorumluluğunu bilen ve buna göre davranan CHP li üyelerimizin taleplerini görerek onların kararlarıyla bu birliğin bütünlüğün sağlanacağını saygıyla kabul etmeliyiz. Aksi halde “tek adamlık” diye eleştirdiklerimizin kötü birer kopyası oluruz. Sanırım Genel Başkanımız da bunu üye ve delegelerimize söylemiştir.
-Son seçimlerde partinizin bölgemizde oy kaybetmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Demokrasilerde sandık her şey değildir ama hiçbir şey de değildir. Parti yönetimimizin karar vermeden önce, yıllardır partimize oy vererek bağlılıklarını gösteren bölgemizdeki üyelere ve delegelere güvenmemizin gerekliliği bir kez daha anlaşılmıştır.
-Ama Hocam, atamalara karşı olduğunuzu söylüyorsunuz yıllardır, tamam da, bu atamalar sayesinde büyük şehirleri kazanmadınız mı, demek ki Genel Merkez haklı?
– “Biz, İstanbul’a ihanet ettik” itirafını bütün büyük kentler için genelleştirip, plansız imar, yeşil alan fakirliği, çarpık kentleşme, ekonomi, rant, torpil, sosyal, güvenlik gibi sebepleri de beraber düşünmeliyiz. Başarıyı gölgelemek için demiyorum ama 1989 yerel seçimlerindeki başarımızın beş yıl sonra nasıl neticelendiğini biliyoruz. Soru şu, CHP li üye ve delegeleri, başkan adaylarımızı belirleseydi bütün bu olumsuzluklara karşın, biz bu kentleri kazanamayacak mıydık? Cevabımız hayır ise, bunun sebeplerini araştırmalı ve özeleştiri yapmalıyız ki; parti içi eğitim programlarımızı gözden geçirme gereksinimi olduğunu duyumsamalıyız.
– Kayyımlar ile ilgili görüşleriniz nedir?
-Bağımsız, güçlü bir yargı, en tarafsız şekilde karar verir ve çözülür.
-Biraz açar mısınız?
-Açamam zira hiç kimse yargıyı etkileyecek söz ve demeçler vermemeli.
-Diyarbakır’da HDP İl Binası önünde çocuklarını bekleyen analar için düşünceleriniz?
-Analarımızın çığlık ve ağıtlarına kulaklarımızı tıkamayalım. Analarımızın ağlamadığı bir Türkiye’yi özlüyorum.
-İmkânınız olsaydı, onları ziyaret eder miydiniz?
-Giderdim, ellerinden öperek onlara; iyi bir öğretmen olsaydım, yavrularımız ile birlikte barış içinde bu güzel ülkede yaşardık, beni affedin derdim.
-Duygulandınız, gözleriniz yaşardı..
-Can dostum, yanlış anlaşılma endişemden ötürü yalnızlığı seviyorum. Ben tatil için, propaganda için, seçilmek için, ticaret için değil; oraları, güzel ülkemin insanlarını görmek, yavrularımızı eğitmek için gittim. Bilirim Anadolu’mu bilirim zorluklarını, Buradan bakarak oraya dair siyaset yapacak kadar çokbilmiş değilim. İnanın 51 farklı vilayeti gezdim ama hiçbir kötü insana denk gelmedim. Orası-burası diye ayrıştırıcı dilden arındırdım kendimi.
-Devam edin lütfen.
-Dünyada, ulus devletlerini parçalayıp yemek isteyen emperyalist güçler, etnik siyaseti, dinsel siyaseti ve ilkesizliği finanse hatta teşvik ederler. Bunların zehirlerine karşı panzehir ise, eğitimde, hukuk ve adalette, sağlıkta, temel hak ve özgürlüklerde, görev ve sorumluluklarda eşit yurttaşlıktır. Bu bağlamda, devletimizi kuran partimin, bu koca çınarın, sararsa da, kurusa da asla düşmeyecek bir yaprağı olmaktan gurur duyuyorum.
-Gelelim İlçemize, İlçe Başkanlığı koltuğuna oturacak şansınız var mı? Geçen danışma toplantısında “Adayınız olarak değil ilçe başkanınız olarak söz aldım” demişsiniz de..?
-Güldürdünüz beni Sn Ayvacı, birincisi koltuk sadece oturmayı sevenler içindir, ben yürürüm. İkincisi o toplantıda ironi yaptım, o sözün iktisap hakkı bana ait değildi ve daha önce kullanılmıştı. Yine iddia ediyorum ilçe kongresinde çıkıp konuşacağım geri adım atmayacağım.
-Hangi konulara değineceksiniz?
-Zülfü-ü yâre dokunacağım dostum. Kralların çıplak olmadıklarını, çile çekmediklerini, bizlerin sayesinde kral olduklarını unuttuklarını söyleyeceğim.
-Hocam, bana ayırdığınız vakit ve söyleşi için çok teşekkürler ediyorum.
-Asıl ben teşekkür ediyorum can dostum. Bağımsız basının demokrasimiz için güvence olduğunun bilinciyle, bütün basın mensuplarına şahsınız aracılığı ile kolaylıklar diliyorum.