Nöbetçi Eczaneler
İlk mitingini memleketi Yalova’da yapan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, ikinci mitingini Edirne’de gerçekleştirdi. İstasyon Meydanı’nı dolduran on binlerce vatandaşın huzuruna; isimleri CHP adaylığı için geçen Abdüllatif Şener, CHP milletvekili İlhan Kesici ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile birlikte çıkan İnce yaklaşık 45 dakika kürsüde kaldı.
Edirne Mitingindeki konuşmasına başlamadan önce kürsüye gelir gelmez, “Sizinle bir selfie çekeyim” diyerek, kürsüden meydandakilerle birlikte selfie çeken Muharrem İnce, beraberinde mitinge katılan İlhan Kesici, Yılmaz Büyükerşen ve Abdüllatif Şener’i şöyle takdim etti:
“Şimdi buradan canlı yayın yapacaksınız, bütün dünya bu durumu öğrenecek. Biz sadece Hakkari’deki, Edirne’deki vatandaşımın değil Prizren’deki Cemil ağabeyin, Kırcaali’deki Emine teyzenin, Gümülcine’deki Ahmet Amca’nın da vicdanı olacağız, onların da başını dik gezdireceğiz. ‘CHP’nin genel başkan adayı kim?’ diye devamlı soruyor, ‘ekonomi biliyor mu?’ diyor. Biliyor. İlhan Kesici, ekonomi biliyorsa siz tamam deyin. İlhan ağabey burada değil mi, ona kocaman bir alkış alabilir miyiz? Başka ne olacaktı? Başarı hikayesi olacaktı. Yılmaz Büyükerşen Türkiye’de başlı başına bir başarı hikayesi. Hocam da burada mı, hocama da kocaman bir alkış. Başka ne olacaktı, partizanlık olmayacak, tarafsız bir cumhurbaşkanı olacaktı, namuslu olacaktı. Namuslu bir adam Abdüllatif Şener, o da burada. Başka bir şey daha olacaktı. Bir siyasetçi, tuttuğunu koparan bir halk adamı olacaktı o da burada.
Erdoğan’la randevu açıklaması
“Edirne er meydanı, er meydanı. Er meydanında palavra yok. Er meydanında hile yok. Er meydanında pehlivanın birinin kolunu bağlamak yok. Siyasette er meydanı. Televizyonları eline al, uçakları eline al, örtülü ödeneği eline al. Sonra ‘Çıkın karşıma’. Ben öyle yapmadım. Ben Sayın Temel Karamollaoğlu’nun, Sayın Akşener’in makamına gittim, başarılar diledim. Az önce de Sayın Demirtaş’a gittim, başarılar diledim. Az önce Sayın Erdoğan’dan cevap geldi. Bu akşam saat 21.00’de AK Parti Genel Merkezinde kabul edeceklermiş, şimdi de ona gidip başarılar dileceğim.”
‘Dördüncü Köprüyü de İnce gelir yapar’
Benim derdim Türkiye, benim derdim barışmak, benim derdim uzlaşmak, beraber yaşamak. Sen-ben yok, ayrı gayrı yok. Bu ülkede beraber yaşamak. Hani diyorlar ya, ‘Bizim çılgın projemiz var’ diyor. Nedir çılgın projen? Kanal İstanbul. Bakın kanallar, tüneller önemlidir ama bunlar küçük iştir. Bundan 40 sene önce Demirel, Birinci Köprüyü yaptı. İkinci Köprüyü Özal yaptı. Üçüncü Köprüyü Erdoğan yaptı. Dördüncü Köprüyü de İnce gelir yapar, bunlar kolay iş.
Çılgın projesini açıkladı
Benim en büyük projem, benim en çılgın projem, huzur içinde beraber yaşamak. Bu milleti barıştırmak. Ben bunun için buradayım, meydanlardayım.
‘Üniversiteleri böldürmeyeceğim’
Derdimiz milleti bir arada tutmak. Bakın camileri böldüler, şu tarikatın camisi, bu tarikatın camisi. Sendikaları böldüler, gıdaları böldüler, okulları böldüler, medyayı böldüler, şehitleri böldüler… Kıbrıs şehitleri ayrı, 15 Temmuz şehitleri ayrı. Cudi’de şehit olursan başka para, 15 Temmuz’da şehit olursan başka para. Gönüllerimizi böldüler. Şimdi üniversiteleri bölüyorlar. O üniversiteleri onlara böldürmeyeceğim.
‘Asla kanmayacağız, kandırılmayacağız’
Bizim dönemimizde ne yapacağız? Benim dönemimde asla kanmayacağız, kandırılmayacağız, birileri beni kandırmayacak ben de milletimi kandırmayacağım. Önümüzdeki dönem sloganımız ne biliyor musunuz, ‘İnce eleyip, sık dokuyacağız’. Zaten emin olun ben konuştukça yakında bunlar ‘İnce hastalığa’ yakalanırlar. Mesela diyor ki, ‘Bana oy verip, partime oy vermeyenler var, onlar münafıktır’. Bakın İslam dünyasında münafıklık kötü bir şeydir, kafirlikten sonra gelir. Bunlar İslam dininde kötü şeylerdir. Yani Sayın Erdoğan’a oy verip partisine oy vermeyenlere münafık diyor. Ben Müslüman kardeşlerime bir şey diyeyim, aman ha münafık durumuna düşmeyin. Madem partisine oy vermiyorsunuz, Erdoğan’a da oy vermeyin münafık olmayın.
‘Sarayın ışıklarını kısacağım’
‘Gençlere 500 lira vereceksin parayı nereden bulacaksın’ diyor. Sarayın ışıklarını kısacağım. 6 ay süreyle açık olacak, millet gelip görecek, ben Çankaya Köşkü’ne gideceğim, o sarayda bu milletin parasıyla yapıldı, onu da sınavda ilk 5 bine girmiş, bu milletin en akıllı evlatlarına vereceğim. Bilim merkezi olacak orası. Kadınların azmine, gençlerin de kıvrak zekasına hayranım. Eşim Balıkesirli, geçen Balıkesir’e gittim, pankarta şöyle yazmışlar: ‘Sarayı hemen boşalt, Yalova’dan eniştem gelecek’. Bunda bir değişiklik yapmamız lazım. ‘Sarayı hemen boşalt, Yalova’dan eniştem gelecek’. Espri var ama bunu beğenmedim. Ama şunu beğendim: ‘Sarayı hemen boşalt, 25’inde öğrenciler okul kaydına gelecek’. Bu güzel. Bak bu da bir zeka ürünüdür.
Tamam mı?
Kadınlar bu sessiz devrimi sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Mutfakta aş mı pişiyor, taş mı pişiyor; tencerede et mi kaynıyor, dert mi kaynıyor siz biliyorsunuz? Kapı kapı gezmeye var mısınız, tamam mı? Bu tamam var ya, bu işi bitirecek. Tamam mı? Hep birlikte tamam mı? Süper bu iş bitti.”