Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Tarım desteğinde çok gerideyiz.”

Meriç Ziraat Odası (MZO) Başkanı Ömer Ergin, son 12 yılda

Meriç Ziraat Odası (MZO) Başkanı Ömer Ergin, son 12 yılda Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) üye sayısının 800 bin azaldığını belirtti.
Küçük çiftçinin üretimden koptuğunu ifade eden Ergin, Avrupa da ve dünyada birçok ülkede aile üretimlerinin desteklenmesine rağmen Türkiye’de bu durumun tam tersi olduğunu söyledi. Üretici lehine politikaları uygulanarak tarım sektörünün canlandırılması gerektiğini vurgulayan MZO Başkanı Ömer Ergin, çiftçinin tarlasına sahip çıkmasını sağlayacak politikaları hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Dünya Bankası ile Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) gelecekte yaşanması muhtemel gıda krizlerine karşın küçük çiftçileri desteklediğini hatırlatan Ergin, “1980‘lerin başında hazırladığı raporlarla yoksulluğun küçük çiftçilerden kaynaklandığını ve bunu ortadan kaldırmak için küçük çiftçiliğin tasfiye edilmesi gerektiğini belirten Dünya Bankası, daha sonra fikir değiştirerek 2009 yılında hazırladığı “Kalkınma için Tarım” raporunda ve FAO da kendi yayınlarında, dünyada şiddetli bir gıda krizi yaşanmaması için küçük çiftçiliğin desteklenmesini önermişlerdir. Ayrıca FAO, küçük çiftçiliğin önemini vurgulamak amacıyla 2014 yılını” Aile Tarımı Yılı” ilan etmiştir” dedi. “Üretimden kopuşun nedenleri araştırılmalı” Türkiye’de tarımla uğraşan kesimin gün geçtikçe azaldığını da ifade eden Ergin, “Tarımsal desteklerden yararlanabilmek amacıyla ÇKS‘ye kayıtlı çiftçi sayısının son 12 yılda 2,9 milyondan 2,0 milyona gerilediği, 800 bin çiftçinin üretimden koptuğu görülmektedir. Çiftçimizin üretimden neden koptuğu, kırsal alanı neden boşalttığının analizlerini yapmadan, boş arazilerin kiraya verilerek üretimin önünün açılacağı düşüncesi gerçeği yansıtmamaktadır” şeklinde konuştu. “Tarımsal destekler artmalı” Avrupa Birliği (AB) ve gelişmiş ülkelerde tarıma verilen desteğin çok yüksek düzeyde olduğunu Türkiye’de ise tarımsal desteklerin oldukça düşük seyrettiğini belirten Ergin şunları kaydetti: “Bugün (AB) kendi tarım bütçesinin % 45 ile % 55‘ini tarımsal desteklere ayırırken, Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde bu oran % 1 seviyelerindedir. Çok parçalı arazi yapısını toplulaştırarak hızlıca bütünleştirmek, sulamaya açabileceğimiz arazileri bir an önce su ile buluşturmak, çiftçiyi örgütlülük konusunda eğitmek, örgütlerinin çiftçinin lehine çalışmasını sağlamak ve denetlemek, ürünün pazarlanması ve girdilerin temini noktasında kolaylıklar sağlamak, genç çiftçileri AB‘de olduğu gibi ayrıca desteklemek, küçük çiftçiye ve aile tarımına sahip çıkmak varken, yabancı ülkelerde tarım arazileri kiralamak mı tarımsal üretimimizin önünü açacaktır? “Kalıcı politikalar üretilmeli” Kolaycı ve günü birlik politikalar, tarımımızı gerileterek bugünkü durumuna getirmiş, çiftçiyi tarlasının dışına itmiştir. Diğer yandan artan nüfus ve iklim değişikliği çerçevesinde gıdanın önemi giderek daha da ön plana çıkmaktadır. Bu çerçevede uygulanacak politikalar küçük çiftçiyi tarlasından uzaklaştırarak, boşalan arazileri kiraya vermek değil, çiftçinin tarlasına sahip çıkmasını sağlayacak politikaları hayata geçirmek olmalıdır. Gelişmiş ülkelerin kendi halkının gelecekteki gıda ihtiyacını karşılamak için yaptığı arazi gaspları, milyonlarca insanın açlık ve yetersiz beslenme sorunu ile mücadele ettiği bir dünyada savaşlar, göç ve mülteci sorunları olarak öncelikle bu ülkeleri vuracaktır. Bu nedenle gıda güvenliğinin tüm insanlığın ortak sorunu olduğunu unutmayarak, bu sorunun çözümüne yönelik insani girişimler artırılmalı, vicdanların sesi bu haksızlığa karşı daha güçlü çıkmalıdır.” İfadelerine yer verdi.