Tövbe haşa terör uzmanı yada siyaset bilimci falan hiç değilim ancak terör örgütünün silah bırakma aşamasına gelindiği şu günlerde özellikle iki siyasi partiyi oy kaybetme korkusu ve endişesi sardığını artık KASABALI olarak şahsen ben bile hissedebiliyorum, görebiliyorum, tahmin edebiliyorum. Zira şüphesiz sizlerde o iki siyasi partiyi öngörebiliyorsunuz sanırım. Bunlardan birincisi hiç şüphesiz Cumhuriyet Halk Partisi, ikincisi de onun peşine takılan İYİ Partidir. Gerisini siz getirin.
***
İçimde infilak etmek isteyen ancak bunu bir türlü bilmeyen beceremeyen sıkıntı var uzun mesafeden, vakitten bu yana onun için çok defa gerçi yaşım biraz ilerlemiş olmasına rağmen mercimek çarpsın kendimi insanlarla uğraşmaktan onlarla dalaşmaktan uzak kalarak, mesafe bırakarak önüme-elime ne gelirse ne geçerse, ne çıkarsa okumaya veriyorum.
Gene 6 Mayıs 2025 Salı tarihli günlük gazetelerden birini elime almış göz gezdirirken okurken;
“BİR AVRUPALININ GÖZÜNDEN TÜRK AHLAKI”
Başlıklı yazı gözüme ilişince adeta merakımdan mütevellit adeta hatim ettim. Gerçi okuyunca hiç inanasım gelmedi ama yabancı birisi kaleme aldığı için hayal dünyasında yaşamadığımı bir nebze olsun düşünmediğimi varsayarak kendi kendime moral verdim.
Aranızda hiç İstanbul’a gideniniz var mı? Bilmiyorum ama meşhur yazar (İtalyan) Edmondo de Amicis’in İstanbul sokaklarında karşılaştığı bir manzarayı bakın nasıl naklediyor anlatıyor;
“Şurası bir gerçektir ki İstanbul’un Türk halkı, Avrupa’nın en nazik ve en kibar topluluğudur.İstanbul’un en ıssız sokaklarında bile bir yabancı için hiçbir hakarete uğramak tehlikesi yoktur.Hatta namaz vakitlerinde bile camileri gezmek mümkündür.
O vaziyette bir ecnebi bizim kiliseleri ziyaret eden bir Türk’ten daha çok hürmet ve riayet göreceğinden emin olabilir.Halk arasında küstahça bir bakış şöyle dursun fazla meraklı bir manzara bile tesadüf edilemez. Sokakta kavga eden ayak takımı da enderdir, nadirdir.
Kapılardan, pencerelerden dükkanlardan hiçbir kadın sesi aksetmez, hiçbir fuhuş tezahüründen hiçbir münasebetsiz hareketten eser görülmez. Çarşının kudsiyeti camiden aşağı değildir. Halk arasında şarkıdan, kahkahadan, bağırıp çağırmadan eser yoktur.Sokakları,meydanları tıkayarak herkesi rahatsız eden toplanmalar katiyen görülmez.”
***
Ne kadar güzel değil mi? Bakın bizim akşamları televizyon karşısında ajanslarda izlediğimiz İstanbul’da kapkaç, hırsızlık, cinayet, kavga-dalaşma, sataşma, yozlaşma, Belediyelerde rüşvet, irtikap, adam kayırma-kollama, hakime, savcıya meydan okuma, askere, polise, ambulansa taş, molotofatma, dükkanları yağmalama, çöpleri toplamama, Belediye Başkanlarını, Başkan yardımcılarını soruşturma, sorgulama, gözaltına alınmaları, hapse atılmaları gibi şeylerin hiçbirine denk gelmemiş, rastlamamış, duymamış yukarıda bahsettiğim İtalyan yazar!… Yoksa o da bütün bu saydıklarımı sıraladıklarımı malum zihniyet gibi görmezden-bilmezden mi? Gelmiş.
***
Bizim bu kasabada mahalli seçimler oldu, unutuldu gitti gitmesine de tartışmaları ve inatlaşmaları bir türlü bitmedi gitti. Onu da şöyle tarif ve izah edeyim. İYİ Partililerle BECAN muhalifi CHP’liler adeta;
“SENİN KANIN BENİMKİNDEN KIRMIZI MI? Yarışmasına girmişlercesine meseleyi don lastiği gibi uzatıp duruyorlar daha da katmerlisi Belediye Başkanı Ediz MARTİN’i maalesef rahat bırakmıyorlar, işini yapmasını engelliyorlar. Yapacak bir şey yok onlarda böyle mutlu oluyorlar, kim görürse sözde siyaset yapıyorlar.
*** *** ***
Başlarken de dediğimiz üzere terör uzmanı veyahut siyaset bilimci falan değilim amma velakin bu terör örgütünün silaj bırakması veya bırakacak olmasından dikkat edin lütfen önce dış güçler dediğimiz memleketin kalkınmasını istemeyenlerle bizim memleketin içindekiler (istisnalar hariç) kesinlikle bundan rahatsız olacaklardır mesela örnek verdiğim o iki siyasi parti gibi…!
YORUMLAR