Geçen hafta hatırlayacağınız üzere ilçemizde bir mahallemize adını veren Müellif, Hakim ve Müftü olan 1672 yılında kaynaklarca vefat ettiği tespit edilen Seyit RIZA EFENDİ’yi tanıtmaya başlamıştık. Edirne’de doğduğunu hayratı ile meşhur bir aileye ait olduğunu, ve medrese tahsili yaptığını öğrenmiştik. Bu hafta biraz eserleri üzerinde duracağız. Seyyit Rıza Efendinin eserlerine bir göz atacak olursak, Rıza Efendi hakkında tez hazırlayan Gencay ZAVOTÇU, onun dört eserinden bahsetmektedir. Bunlar:
1)Tezkire-i Rıza
2)Divan
3)Zeyl-i Siyer-i Veysi
4)Münşea’ttır.
1.Tezkire-i Rıza: 1641 yılında eserin tamamlandığını eserin son sayfasında Merhum Rıza Efendi belirtmektedir. İçerik olarak eser II. Murat Han zamanından başlayarak kendi dönemine kadar olan zaman diliminde, mahlas(Takma İsim)kullanarak şiirler yazan padişahları kısaca tanıtıp en önemli beyitlerinden örnekler verdiği bir eserdir. Bu eser günümüze kadar gelmiş olup başta Edirne Selimiye Kütüphanesinde, el yazması bir nüshası bulunmaktadır. Kocaeli Üniversitesi Öğretim görevlilerinden Gencay ZAVOTÇU Yüksek Lisans tezi olarak tıpkıbasım yaparak günümüz alfabesi ile yayınlamıştır.
Geçen hafta söz verdiğimiz gibi ilçemizi kuran bir çok hayırlar yapan II.Murat Han’nın şiirlerinden birkaç tanesini sizler ile paylaşacağım. Tezkirede Rıza EFENDİ’nin verdiği örnekten hareket ederek bende bu şiirleri sizlerin beğenisine sunuyorum.
- Murat, 1404’te Amasya’da doğdu. Babası Çelebi Mehmet, annesi ise Emine Hatundur. Şehzadeliği Bursa, Amasya ve Edirne’de geçti. Eğitimini devrin önemli âlimlerinden aldı. 11 yaşında iken devlet idaresini öğrenmesi ve askeri tecrübe kazanması için Amasya Valiliği’ne gönderildi. Şehzadeliği sırasında verilen ilk görev 1416’da Börklüce Mustafa isyanını bastırması oldu. Babası I. Mehmet’in Edirne’deyken çıktığı av sırasında rahatsızlanması üzerine vezirler, Amasya Valisi olan II. Murat’a haber verdiler. II. Murat, 25 Haziran 1421’de Bursa’da Osmanlı tahtına geçti. Ömrü Balkanlarda cephede geçen II.Murat Han aynı zamanda yaptırdığı hamam ve köprüleri ile Sahibül Hayrat lakabını en çok hak eden padişahlardandır. Bu arada şiir yazması ne kadar donanımlı olduğunu ve iyi bir eğitimden geçtiğini göstermektedir. Tezkirede Rıza Efendinin Verdiği ilk örnek beyitler şunlardır. Şiirlerinde Muradi Mahlasını Kullanmaktadır.
“Her kişi dünyâda meşgûl oldı bir kâr üstüne
Sana meşgûl olmuşuz biz kâr-ber-kâr üstüne
Lâle-zârun seyrin eyler bâğ-ı dehre aldanan
Bize seyr itdür cemâlün çeşm-i hûn -bâr üstüne
Âşık olan kimsede nâmus u âr itmez kârar
Dökseler bir katre âbı mahv olur nâr üstüne
Taşra çıkma noktayı devr eyle ey sâhib-kemâl
Dest-i kudretdür havâle çünki pergâr üstüne
Ey Murâdî oldı her bir “ilmün üstine alîm
Anun içündür mukarreb geçdi ebrâr üstüne”
Açıklaması:
1.Beyit:Ey sevgili, dünyada her insan bir işle uğraşarak ömür tüketmekte.
Biz ise bu kadar işi bir yana bırakıp yalnızca seni iş edindik.(Hitap ettiği sevgili dediği alemlerin rabbi Allahtır.)
- Beyit: Dünya bağının güzelliğine aldanan ancak lale bahçelerinde oyalanır. Bizim ise sana ağlamaktan gözlerimiz kan dolu lalelere benzedi. Güzel yüzünü bize göster de göz yaşlarımız dinsin.
3.Beyit:Aşık olan kimsede namus ve ar ne gezer. Ateş üstüne su damlaları dökülürse mahvolur gider.
4.Beyit: Ey kemal sahibi! Emr olunduğun biçimde olmak için noktayı devreyle de sakın çizginin dışına çıkma. Çünkü seni o pergelin üstüne yönlendiren de Allah’ın takdiridir.
5.Beyit: Ey Muradi her ilmin üstünde bir Alim (her şeyi bilen) elbette vardır. Nitekim onun için mukarreb ebrarın üstüne geçti.
Mukarreb: 1. Cennette dereceleri en yüksek olan. 2. Tasavvufta, nefislerinin sevgisinden kurtulmuş, kalbinde Allahü Teâlâ’dan başka hiçbir şeyin sevgisi kalmayan, yalnız Allahü Teâlâ’yı isteyen demektir.
Ebrâr; doğru sözlü, faziletli, Allah’ın iyi kullarının tamamını içine alan bir kelimedir. Bunlar, ahde vefa gösterirler; yeminlerinde dururlar; amelî ve itikadı noktalardan kusur işlememeğe gayret ederler; isteyerek ve karşılık beklemeden ihtiyaç sahiplerine kendi ihtiyaçlarından fazlasını bağışlarlar; fakiri ve yoksulu gözetirler; esire hürriyetini bağışlarlar;
Değerli Uzunköprü Gazetesi okuyucuları ömrünü imar faaliyetleri ve cephede geçiren, ilçemizin kurucusu, tarihi köprümüzün banisi olan ll.Murat Hanın kısa ömrüne çok şey sığdırmasının yanında şair yönünün olması onun büyüklüğüne büyüklük katmaktadır.Bu vesile ile Seyyit Rıza Efendi tezkiresinde ilk yer verdiği hükümdar ll.Murat olmuştur.Bu haftalık bu kadar ancak Avni Mahlaslı Fatih Sultan Mehmet Handan hiç bahsedemedik .Haftaya görüşmek ümidi ile kalın sağlıcakla. Allaha emanet olun.
Özcan GÜNER