Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Serdar Manga

VE KALEM KIRILIR

Zordur makale yazmak. Köşe yazısından farklıdır. İçini özlü sözlerden, edebi laforizmalardan, miş-muş faraziyelerinden, siyasal salvolardan, kopyala yapıştır yorumlardan arındırmanız gerekir. Bilimsel metod ve net bilgi ışığı altında vizyon koridoru oluşturmalıdır.
*
Makaleci her konuyu değil hakim olduğu konuda yazmalıdır. Yazıları herkesin anlayacağı dilden uzaktır. Apolitiktir. Ratingi olmaz. Halk geneline değil uygulayıcılara yahutta uygulamalara derin yorum getirme altyapısına sahip kitleye hitap eder.
*
Uzunköprü konusunda makale yazmaksa zor değildir. Konu boldur her tarafı sapır sapır döküldüğü için. Benim gibi yapısal finans ve sürdürülebilir kalkınma konularında yazanlar içinde hangi konu hakkında yazacağını şaşıracak kadar malzeme doludur bu kasaba.
*
Yeri gelir fitne fesat ve dedikoduyu şiar edinmiş kibir yüklü kırsal beyinlerin kasabayı yönetmesini sosyolojik dille ele alırsınız. Şizofreni derecesinde kıskançlık histerisine sahip gureba gürühun kasabaya fayda sağlayan insanları küstürmesine psikososyal bir analiz getirirsiniz. Eğitimli iyi çoğunluğun kımıl zararlısı azınlık karşısındaki yılgınlığını ele alırsınız. Bu temel kişilik sorunu çözüldüğünde Uzunköprü’nün küllerinden nasıl kolayca doğacağını sentezlersiniz. Hedef kitlenizin dikkatini çekip şevk verici yorumlarını almaya başladığınızda artık sıra uygulama esaslı vizyon yazılarına gelir.
*
UKOSB’un ancak çevresel ve sosyal etki niteliğine sahip planlandığında kasabayı Trakya’nın değil Balkanların yıldızı yapacağını yazarsınız. Hızınızı alamaz simbiyoz kavramına girersiniz. Şehir imar planının sıfırdan ele alınması gerekliliğine dem vurup bütüncül yerleşim salkımlaması gerekliliğinin altını çizersiniz. Artık sıradanlaşmış sürdürülebilirlik kavramının altını yeni nesil küresel ekonomi metodolojileriyle doldurup konuyu finansman kaynaklarına getirirsiniz. ICLEI gibi kurumların uluslar arası fonlardan faizsiz hatta hibe kreditasyonlardaki önemini anlatır; birincil muhatapların adını verirsiniz. UNESCO trajiği için ipuçlarını verir; Prag’daki Charles köprüsüne atıf yaparsınız. Hem kasabanın parasını alıp hemde bu yüce şehri küçümseyen TEPAV’ın ipliğini pazara çıkartırsınız. Yazarken doğru şekli açıkça anlatarak ekabirin uygulama yanlışlarını dile getirirsiniz.Çıkarsız, beklentisiz salt kamusal menfaat gözeterek; yapıcı eleştiri anlayışıyla.
*
Makale konularınız bitmez bu kasabada. Çok işi vardır çünkü yapılacak, yapılması gereken. Değil Trakya’nın; rahatlıkla Türkiye’nin sosyoiktisadi yıldızı yapacak; Uzunköprü’ye gerçek anlamda Avrupa’lı kimliği kazandıracak. Eğitim altyapısı cevherdir çünkü bu güzel insanlar şehrinin. Tek mesele motivasyonunuzdur. İnsanlar layık oldukları şekilde yönetilir ve Uzunköprü daha iyisini hak ediyor inancınızı kaybetmemeniz şarttır.
*
Ama gün olur sizin bile inancınız biter. Motivasyonunuz dibe çöker. İşte o nokta makale yazarının ideal mürekkebinin tükendiği, inanç kağıdının yırtıldığı yerdir. Bundan sonrası kırsal kafalı, ego yüklü, fesat zehri saçan egemen kitleye sardırma; hatta ekabirin çıplak palyaçoluğunu ortaya koyma seviyesidir. Yakışıksız, seviyesiz noktadır burası bir makale yazarı için. Demogojidir bundan sonrası, kötüyü altedip ekabir yönetim egemeni olmak adına. Oysaki makale yazarı demogog değildir, hedefi yönetim figurasyonluğu olmadığı için.
*
Dayanmalıdır yine makale yazarı. İdealinden ödün vermemelidir. Bu yerel çürümüşlüğe direnmelidir. Ama olmaz. İzin verilmez. En kötüsüde yazdıklarına, hangi bilimsel çerçeve olursa olsun Uzunköprü’den keza hiç alakasız şehirlerden takip gelmesidir. Kocaeli Sanayi Odası, İzmir Kalkınma Ajansı, Musiad, Tunceli Belediyesi vs..Abartısız her 4 yazıdan birisine farklı bir şehir kurumundan yorum gelir. Davet edilir. Detaylı bilgi ricası yapılır ısrarla. Oysaki Uzunköprü için yazmıştır makale yazarı. Ama en çokta idealine sahip olduğu, inanmak için zorlandığı şehrinin ekabirine, iş dünyasına, insanına yapılan eleştiriler bardağı taşırır. Minik bir belde kadar bile kaale alınmaması, prestijinin sıfırın altına indiğini görmesi koyar. Bırak Uzunköprü’yü gel ışığı bizde yak duyumsamasının dışında; inandığı, güvendiği eğitimli vitrin Uzunköprülüler hakkında anlatılan şeyler işte koyar son noktayı.
*
Ve makale yazarı onca şey varken bu şehir için yazılacak, yapılacak artık kalemini kırması gerektiğine inanır, umarsız, duyarsız ve sahtelik yüklü gürühü Allah’a havale ederek.
*
Bu minvalde öncelikle bu değerli köşeyi açıp, hem yazılarımın noktasına dokunmadan yayınlama olgunluğunu gösteren, hemde her yazıda thinktank entellejiyansıyla beni şevklendiren Ilker Ayvacı komutasındaki mensubu olmaktan her zaman onur duyacağım Uzunköprü Gazetesi ailesine ve neredeyse her yazıma yorum getiren, katkı veren kıymetli okurlarıma sonsuz teşekkürler. Hoşçakalın…

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER