Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İsmail Bayraktar

Parantez içine alıyorum Zarfa koyup saklıyorum

Hatırlayanlarınızmutlaka varsınızdır ve inşallah hayattasınızdırSeneler evvel bizim Edirne’de vilayet Valisi vardı ve adı da Fahri YÜCEL’di (rahmetli) onun zamanında ve sonrasında isimlerini hatırladığım kadarıyla Kemal YILDIZ, Ekrem ATALAY, Uğur KOLSUZ,Hakan Yavuz ERDOĞAN ve en eskisi Nadi KILIÇARSLAN isimlerinde kasaba Kaymakamlarımız kasabamızda vazife yapmışlardı.
Bu dediğim ve bahsettiğim vakitlerde Kaymakamlar iki, bilemedin üç ayda bir HALK GÜNÜ diye bir toplantı yaparlardı ve bu toplantılara, köy ve mahalle muhtarları, basın mensupları, siyasi parti ilçe Başkanları, Belediye Başkanı, Jandarma Komutanı, Sivil ToplumKuruluş Başkanları, İl genel Meclis Üyeleri, Hastane Başhekimi, İlçe Milli Eğitim Müdürü yani kasaba için kimler söz sahibi olacaksa o toplantılardaydı. Bir mahalleye veyahut bir köye bir kazma mı vurulacak? Baraj- gölet-inşaat-spor-eğlence-mesire yeri için çukurmu açılacak? Kararlar verilirdi ve bir dahaki toplantıda bunların yapılıp yapılmadığı g özlenirdi, denetlenirdi. Kısacası vatandaşlara DEVLETİN varlığı ve sürekliliği hissettirilirdi!… Neticede kasabaya hizmet getirilirdi, getirttirilirdi.
***
Bakın şimdi baştan diyeyim söyleyeyim KASABALI olarak şahsen zerre kadar beni alakadar etmemiş olsada (yerseniz) bu topa girmiyorum ve girmek asla istemiyorum ancak kafamı kemiren ve kurcalayan şu soruya takılıyorum bir türlü çözemiyorum onun için sizlerden yardım talep ediyorum.
Şimdi bizim bölge gazetelerinin yazdığına göre gene bizim CHP kasaba ilçe Başkanınında katıldığı bir eylemde ve protesto gösterisinde TÜRKİYE CUMHURİYETİ HUKUK DEVLETİ görevlilerince terör suçu kabahati işlediği sabit görülen bundan mütevellit tutuklanıp gözaltına alınan gene CHP’li Esenyurt Belediye Başkanına destek şarkıları, pardon destek açıklamaları dile getirilmiş.Kafama takılan soru meselesine geliyorum.
Şimdi bu saydığım sıraladığım CHP’liler kendi partilerinden olan Belediye Başkanlarına destek mi yapıyorlar? Çıkıyorlar? Yoksa dillerinden noksan-eksik etmedikleri, düşürmedikleri HAK-HUKUK-ADALET sistemine karşımı duruyorlar? Çıkıyorlar? İtiraz ediyorlar?
Yani sırf sizin partiliniz diye herhangi biriniz ya da parti üyeniz Türk Ceza Kanunları çerçevesinde suçlanamaz mı? Suçlu, kusurlu, kabahatli bulunamaz mı? Gene dediğim kanunlar çerçevesinde tutuklanamaz mı?
***
Bakın şimdi yukarıda da dediğim gibi gene diyorum ve hatta hatırlatıyorum, kimse bana kızmasın, darılmasın zira anlatacağım ve daha doğrusu uyduracağım hikaye bir kere daha diyorum HİKAYE yemin-billah içiyorum KASABALI olarak buna ait, yani patentini almadım ama uydurdum.
Hani diyorlar ya diyorum ya AK Parti bizim bu kasada öptüm sene seçim-meçim kazanamaz diye işte oradan esinlenerek şu masalı uydurdum okuyunuz ve bağlantı kurmaya kalkışmayınız lütfen;
“Çocuk Ziraat Fakültesini yeni bitirmişti. Birgün babasına;
-Ne kadar modası geçmiş usullerle çalışıyorsunuz babacığım,şayet bu şekilde çalışmaya devam ederseniz mesela şu ağaçtan on kilo dahi elma elde edemezsiniz, üretemezsiniz” dedi.
Babası oğlunun bu dediklerini onayladı ve şöyle dedi;
-Elbette edemeyiz evladım, bu ağaç elma değil, armut ağacı…!
***
Buradan yukarıdaki paragrafa atıfta bulunmak istiyorum.Seneler evvel bu kasabada vazife yapan Cumhuriyet Savcısı Cafer SARI’dan sonra gelen soyadlarını bilemediğim kestiremediğim bir Cumhuriyet Savcısı Ömer ve Başsavcı Ali vardı.
Başka gazetelerde yazılar karaladığım o senelerde saçları ensesine kadar uzun olan Savcı Ömer bana demişti ki;
“-KASABALI yazılarından ötürü bizim Başsavcı “seni burnundan bir yakalarsam gerisini sen düşün artık.”
Dedi. Yani onu diyorum diyeceğim sen AK Partiliymişsin, Kara partiliymişsin, pembe ya da kırmızı partiliymişsin savcılar onlara-bunlara bakmazlar.Türk Ceza Kanununda ne yazar onlara bakarlar, insanları ayırmazlar, sınıflandırmazlar. Bir adam kravat takıyorsa, bağlıyorsa, takım elbise giyiyorsa, karşı cinsi etek ya da pantolon giyiyorsa. Adam bilmem ne profesörüyse, milletvekili, Bakan-çakan, müdür, hademe-müstahdem, öğretmen, öğrenci her neyse işte. Avukat, hukukçu, sağlıkçı, doçent, doktor, hemşire, insan mıdır? Ona bakarlar, ondan ötürü hayvanları değil, İNSANLARI yargılarlar o kadar…
YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER