Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Kurumsal
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İsmail Bayraktar

RÜZGARLI HAVANIN KUYTUSU BİZİM KASABANIN TUTKUSU YAĞMURLU HAVANIN  UYKUSU

Sizler gazetemiz okurlarını bilemem ancak halk arasında çok bilinen  ve telaffuz edilen  bir deyim, bir tabir vardır ya;

“KABAK TADI VERDİ”

Diye.Hayır!… Öyle değil, KASABALI   olarak bence   bu kabada bu saatten sonra  insanlara  sofrada pilav  üstü  makarna tarlalarında da susam arasında biten, yetişen  ayrık otlarına benziyor.

Başta siyasetten ticarete,  ekonomiden spora, sosyal ilişkilere kadar her neyse ne varsa bizim kasaba tat-tuz-koku, işitme duyusu-duygusunu  kaybetmiş yitirmiş.  Bundan dolayı  bizim kasaba  neredeyse bizim bu  gazetelere  kayıp-zayi ilanı verecek  kadar kendini  kaybetmiş. Özellikle siyasi parti  ilçe  başkanları, partilerin temsilcileri  yöneticileri neredeyse sanki belediyenin birikmiş zekatını  verircesine ödermişçesine sadece ahkam kesiyorlar, icraat yok varsa-yoksa  benim gibi  eleştiri yapıyorlar akıl veriyorlar sözde yol gösteriyorlar.

***

Şimdi bizim kasabadan örnek vermişken ilerleyelim gene bir kasabanın iki siyasi  parti ilçe başkanları oturup kendi aralarında konuşuyorlarmış.

Başkanın birincisi;

Benim  bir seçmenim var çok salak”

Demiş.

Öteki Başkan’da;

Hayır olamaz benim seçmenin daha  salak.” Demiş.

Tartışma  fazla  uzamadan kimin  seçmeninin daha salak olduğunu  anlamak için yarışma  yapmaya karar vermişler.

Önceki Başkan  seçmenini yanına çağırıp;

Git bana beş liraya kamyon al gel.” Demiş.

Öteki başkan’da seçmeninin çağırıp ve;

Git bakalım ben parti binasında mıyım öğrende gel.”

Demiş.

İki seçmen dolayısıyla yolda karşılaşmışlar önceki seçmen;

Yahu bizim partinin Başkanı çok salak, bugünün Pazar olduğunu bildiği halde beni kamyon almaya gönderiyor.” Demiş.

Öteki seçmen de ona;

Bizim Başkan daha salak yanında telefonu varken-dururken beni onu bulmam, aramam için parti binasına gönderiyor.”. Demiş.

***

Bakın baştan söyleyeyim bu aktardığım kıssadan hisseyle bayramdan evvel tertip edilen toplantıya gitmeyen iki siyasi partinin ilçe başkanlarının hiçbir ilgi-alakası yoktur uydurmaya, yakıştırmaya kalkmayın.

Hani bu  bahsettiklerim neye benziyor biliyor musunuz?

Günün birinde SİYASET-AHLAK ve SALAK  askere  gitmeye karar vermişler.

Askerlik devam ederken olası bir tatbikatta birbirlerini kaybettiklerinde nasıl buluşabileceklerini sormuşlar.

SİYASET;

“Beni nerede ararsanız  orada bulursunuz.”

“SALAK:

“Beni nerede hırsızlık, yolsuzluk, uğursuzluk varsa  orada bulabilirsiniz.”

AHLAK:

“Beni bir kere kaybederseniz zor bulursunuz, boşuna aramayın.”

Demişler.

***

Şimdi yolda yürürken şahsen  bana  diyorlar ve şöyle soruyorlar;

KASABALI dayı başkan Ediz MARTİN’in İYİ PARTi’den seçilip CHP’ye yatay ya da dikey geçiş yapmasını iki cümleyle tarif eder misin? Özetler misin?

Kafam  estiğince,  gücüm yettiğince  şöyle diyorum ve özetliyorum;

“GÖNÜLSÜZ YENEN AŞ,  YA KARIN AĞRITIR YA DA BAŞ.”

Yani MARTİN Başkan zaten İYİ Partiden  aday olduğu için  rahatsızdı bu birincisi.   ikincisi kendisini koyu  bir solcu ve  İYİ  bir CHP’li olduğunu bilen  CHP’liler bundan rahatsızdı.

***                                       ***                                       ***

Farkında mısınız.

CHP kurultayını iptal ettirecek nitelikte bir ses kaydı. Birinci turun arasında Ekrem İmamoğlu telefonla Kılıçdaroğlu’yla konuşuyor. Diğer yandan da konuşmayı kaydedip sosyal medyadaki trollere “Kılıçdaroğlu teslim oldu” diye paslıyor.

Kemal Bey’in sesi kibar, nazik ve biraz da mahçupça geliyor; Kemal Bey son derece centilmen davranıyor; namuslu, düzgün hareket etmeye çalışıyor. Onurlu bir genel başkan olarak bırakmak istiyor. Sırtında hançerler var ama o hala CHP’nin imajına halel gelmemesi için çabalıyor. Kurultayda nasıl bir kumpas döndüğünü de anlamamış.

Ekrem İmamoğlu “Sayın genel başkanım” diye diye onu teslim almaya çalışıyor. CHP tarihinde böyle bir ihanet görmemiştir herhalde; söz konusu ses kaydı, Kemal Bey’i FETÖ taktikleriyle genel başkanlıktan nasıl düşürdüklerini de özetliyor.

Deniz Baykal’ı kaset darbesiyle istifaya zorlayan ekip, bu kez kurultay darbesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nu da genel başkanlıktan çekilmeye zorluyor. Centilmence davranma duygusu ön planda olan Kılıçdaroğlu, Kurultay’da dönen kumpası gündeme getirmekten kaçınıyor. Kılıçdaroğlu belki genel başkanlık koltuğunu kaybediyor ama asıl kaybeden CHP oluyor.

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER