Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Kurumsal
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Özcan GÜNER

SAĞLIĞIN ÖNEMİ

Değerli dostlarım iki haftalık bir aradan sonra tekrar beraber olmanın heyecanı ve sevinci içindeyim. Tekrar kavuşturan Rabbime sonsuz hamdolsun. Bu arada geçmiş bayramınızı da tebrik ediyorum yaptığınız ibadetleri Allah kabul buyursun. Bu iki haftalık zorunlu ayrılıkta kendimizi ne kadar ihmal ettiğimizi anlama fırsatım oldu. Arabamızın bir parçasına bir şey olsa hemen yenileriz. İş kendimize gelince ihmal ederiz. Bu iki haftalık süreçte bizi T.Ü. Tıp Fakültesi’nde misafir edip ellerinden gelen bütün gayreti gösteren Prof. Dr. Hasan ÜMİT Bey ve ekibine sonsuz teşekkürlerimi arz ederim. Bu bağlamda sizlere sağlığın önemi üzerine yazılmış birkaç güzel söz ve şiiri arz etmek isterim. Söz olarak ilkin Hz. Peygamber (SAV) efendimize kulak verelim:

 “İki nimet vardır ki, insanların çoğu onların kıymetini hakkıyla bilmezler: onlardan biri sıhhat, diğeri de boş vakittir.” (Buhari, Tirmizi)

 “Yedi şey gelmeden önce iyi ameller işlemekte acele ediniz: (Kulluk vazifelerini) unutturan yoksulluk, azdıran zenginlik, (bedeni güçleri bozan) hastalık, bunaklık getiren yaşlılık, ansızın gelen ecel,  Deccal ve kıyamet. Kıyamet daha ağır ve acıdır.” (Tirmizi, İbn-i Mace)

“İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştı. İnsanoğluna kendini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Şayet (bu miktarın aşılması) kaçınılmaz ise bu durumda midesinin üçte biri içmeye ayrılsın, diğer üçte biri de nefes için bırakılmalıdır.” (İbn-i Mace) sağlık ile ilgili o kadar çok peygamberimizin sözü var ki bunlar Tıbbın Nebi adı altında toplanmıştır. Tıp tarihi müzelerinde ayrı bir bölüm olarak peygamberimizin sözleri sergilenmektedir.

Şair padişahlarımızdan biri de Kanuni Sultan Süleyman’dır. Babası Yavuz Sultan Selim’in tek erkek oğlu olduğu için tahtında tek varisi olarak başa geçmiştir. “Cihan padişahı olarak anılan Kanûnî’nin siyasi ve askeri alandaki başarılarının yanında bu denli güçlü ve üretken bir şair olması yetiştirilme tarzları ile açıklanabilir. Şehzadeler daha dört yaşından itibaren özel hocalar nezaretinde dinî, ilmî birçok ders almakta, Türkçeden başka Arapça, Farsça, Latince, Yunanca, Rumca, Sırpça, hatta Çağatay Türkçesi gibi dil ve lehçelerden birkaçını da öğrenmek zorundaydılar. Müzik ve şiir ise güzel sanatlar içerisinde en çok önem verilen alanlardı. Osmanlı padişah, hatta hanedan mensuplarının neredeyse tamamına yakını bizzat şiirle uğraşmışlardır (İsen ve Bilkan 1997:33-36).  Osmanlı hanedan üyesi olan hemen her erkek el sanatları (zanaatlar) ya da güzel sanatların bir ya da birkaç dalında da ustalaşacak şekilde yetiştirilmişlerdir. Sanatçı bir ruha sahip olmasının yanı sıra aynı zamanda babası Yavuz gibi kuyumculuğa da meraklı olan Kanûnî bu konuda o kadar ustadır ki, İtalyan kuyumculuk sanatının örneklerini tanıyacak ve uygulayacak kadar mükemmeldir.

Gerçekten de Osmanlı sultan ve şehzadelerinin hemen hemen hepsi şiirle ilgilenmiş bir kısmı ise divan tertiplemiştir. Bunlar içinde Muhibbî, sultanlığı ve şairliği ile en ön sırada yer almaktadır. Yazdığı şiirleri ile şair padişahların beşincisi Kanûnî’dir. Kanûnî’den önce, II. Murad, Fatih, II.Bâyezîd ve babası Yavuz‘da şiirle ilgilenmiştir”. (A.Atilla Şentürk ve Kartal 2008:211).

Kanuni’nin  en önemli gazeli sağlık üzerine yazılanıdır. Hemen hemen herkes mutlaka “Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi” diyerek  başlayan gazelini duymuştur. 70 yıllık hayatı boyunca ayak ağrıları çeken cihan padişahı Kanuni değil de sıradan bir şair bu şiiri yazmış olsaydı unutulur giderdi. Bu şiiri bir sözü ile dünyaya nizam veren Kanuni söyleyince anlam daha başka bir hal alıyor. İşte buyurun o meşhur şiiri beraber okuyup anlamaya çalışalım.

GAZEL

Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.

Halkın gözünde devlet (iktidâr) gibi değerli bir şey yok. Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhat gibi devlet (güç) olamaz. Burada devlet iktidar anlamına geldiği gibi her türlü nimet anlamı da vardır.

Saltanat didükleri ancak cihân gavgasıdur

Olmaya baht u sa’âdet dünyede vahdet gibi.

Saltanat dedikleri sadece bir dünya kavgasıdır. Dünyada Allah’a yakınlık gibi büyük saâdet ve baht açıklığı olamaz.

Ko bu iyş ü işreti çün kim fenâdur âkıbet

Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâ’at gibi.

Bu eğlenceyi yeme içmeyi bırak, sonu kötüdür. Eğer ebedî bir sevgili istiyorsan ibâdet gibisi yoktur.

Olsa kumlar sagışınca ömrüne hadd ü ‘aded

Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir sa’ât gibi.

Ömrün, kumlar sayısınca sınırsız ve hesapsız olsa bile, bu feleğin fanusunda ( çıtasında) bir saât gibi bile gelmez.

Ger huzûr itmek dilersen iy Muhibbî fâriğ ol

Olmaya vahdet makâmı gûşe-i uzlet gibi.

Ey Muhibbî, eğer huzur içinde olmak istersen, ferâgat sâhibi ol (vazgeç) dünyada yalnızlık köşesine çekilmek gibi Allah’a yakınlaşma olamaz.”Muhibbi”( Kanuni Sultan Süleyman)

Değerli kardeşlerim , Uzunköprü Gazetesinin çok kıymetli okuyucuları     sağlıklı ve huzurlu günler dilerken Allaha emanet olunuz. Sağlıcakla kalınız.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER