Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Kurumsal
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yalçın Kapsız

ADALET

İçinizde hurma ağacı görmüş olan var mıdır bilmem, vardır belki. ​

Ben görmedim ama boyu 20 metreyi geçebilen, neredeyse 5-6 katlı bir apartman yüksekliğine ulaşabilen bir ağaçmış. ​

Neyse, bir gün adamcağızın biri çıkmış hurma ağacına hurma topluyormuş. Meyveleri de hemen hemen en tepesinde olan bir ağaç hurma. Bir anda dengesini kaybetmiş ve düşmüş ağaçtan!!.. ​

Ama olacak olan olacak ya, tam da o sırada aşağıdan başka bir adamcağız geçiyormuş. Tutmuş, denk gelmiş tam da o adamcağızın üstüne düşmüş. ​

Sonuç? ​

Aşağıdan geçen adam ölmüş, yukarıdan düşen ufak yaralarla atlatmış ve sağ!!.. ​

Olay gelmiş işin mahkemesine. Ki; o zaman orada kısasa kısas hükümleri geçerli. ​

Yani canın yerine can ve ölenin çocukları da olaya sebebiyet veren adamın idam edilmesini istiyorlar.

Fakat, hakim bakmış ve hükmetmiş ki olay bir kaza!!.. Hani istesen 20 metre yukarıdan ve üstelik de yürümekte olan bir adamın tepesine öyle bir usturuplu düşeceksin ki; sen canını kurtaracaksın, o da ölecek !!… ​

Fakat heyhat!!.. Nuh diyormuş peygamber demiyormuş vefat edenin yakınları. ​

“Canımızın yerine can isteriz!!” ​

Üstelik de yapacak bir şey yok, kanun öyle, kısasa kısas. ​Hakim bir süre düşünmüş ve kararını açıklamış. ​“Tamam” demiş. “O halde aranızdan birinizi seçin ve aynı ağaca çıksın.”

​Sonra ufak yaralarla kurtulana dönmüş; “Sen de demiş aynı şekilde yürüye yürüye yukarıdan aşağıya doğru gel.”

​“Sen de” demiş ağaca çıkacak olana “Doğru zaman geldiğine hükmettiğinde atla !!..” ​

“Var mı” demiş “İtirazı olan??..”

“Kısasa kısassa, kısasa kısas ??..”

***    ***    ***

Tahmin edebileceğiniz gibi kimse bunu göze alamamış, olayın bir kaza sonucu olduğuna ikna olmuş her iki taraf ve olay tatlıya bağlanmış.

***    ***    ***

Nasreddin hoca kadı imiş.

​Bir gün yine bir davaya bakıyormuş.

Önce davacıyı almışlar huzura, başlamış anlatmaya.

“Efendim” demiş “Bu adam mağduriyetime sebep oldu” İşte şöyle yaptı, böyle yaptı, zararıma sebebiyet verdi, vesaire, bilumum… Anlatmış da anlatmış derdini uzun uzun…

Hoca can kulağı ile dinlemiş adamın anlattıklarını;

“Haklısın” demiş.

Davalıyı almışlar bu kez huzura. O da; “Evet sayın Kadı, arkadaşın anlattıkları doğrudur, ama..” demiş. Ve o da başlamış anlatmaya.. “Evet” demiş, “Yaptım ama o da daha önce…”

Şöyle yapmıştı, böyle yapmıştı, Üstelik aramızda falan konudan filan bir mesele vardı. Vesaire, bilumum…

Hoca davalıyı da can kulağıyla dinlemiş tabii. Ve ona da anlattıklarına istinaden

“Haklısın” demiş.

Demiş ama bu defa katip usulca hocanın kulağına eğilmiş ve “Ya hocam, burası mahkeme. Biz bunların ikisine de haklısın diyemeyiz, bir karar vermeniz lazım, ikisinden biri haklı olacak ki, adalet yerine gelecek” Hoca katibi de dinlemiş ve gözlerinin içine bakarak

“ Yahu Katip” demiş, “Valla sen de haklısın !!!!… “

***    ***    ***

Benim bir babaannem vardı, yerde yatmasın nurda yatsın. 18 yaşımdaydım onu kaybettiğimde. Çok akıllı bir kadındı. Babası, o 6-7 yaşlarındayken Çanakkale’de şehit olmuş, yetim büyümüş.

Onun, o tatlı Trakya şivesi ile söylediği bir sözü hiç unutmam ve her olaya bakışım ve yorumlamamda hemen aklıma getiririm onun o sözünü objektif olabilmek adına.

​“Kızanım” derdi, “Düven(=döven, dayağı atan) kabaatlı(=suçlu, kabahatli) çıkar hep ama, çokçası düvülen(=dövülen, dayağı yiyen) kabaatlıdır”

***    ***    ***

Adalet.

İnsanın yaşamında en çok ihtiyaç duyduğu şeydir, ekmekten sudan bile önemli ve değerlidir.

İçerisinde yaşadığınız toplumda adalet varsa mutlusunuzdur, yoksa mutsuz ve tedirgin. İşte o adalet aslında sadece mahkeme koridorlarında değil, hayatın her anında akıl baliğ her insanın beyninin bir köşesinde, ruhunda, vicdanında, içerisinde yaşadığı toplumda, töresinde, geleneğinde, ananesinde, folklorunda var olmalıdır.

Dilimize pelesenk olmuş, sık sık duyduğumuz bir kavram vardır ya hani, “Gavur bizi bir türlü çökertemiyor da en son Türk’ün aile, toplum, AHLAK ve ADALET yapısını çökertmeye çalışıyor, artık oradan saldırıyor ” diye.

Bu tamamen doğrudur.

Adalet ve adaletli bir yaşam mı istiyorsunuz???… Sinenize dönün, gelenek ve göreneklerinize sarılın. ”Türk Gibi!!” olun . ​

Zararını görmezsiniz ve bu size yetecektir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER